Okumak ve yazmak söz konusu olduğunda
gençlere, talebelere tavsiyede bulunmanın arkası gelmez. Bir şey tavsiye etmek,
bir nasihat vermek görüldüğü kadarıyla büyükleri rahatlatıyor; bir yarayı sağaltma,
bir derde deva olma amacından çok. Biz bundan sarfınazar ederek okumak ve yazmak
hakkında kanaatlerimizi dile getirme yolunu tutacağız.
Hayatta tecrübe ettikçe görülür ki devamlılık başarının anahtarlarından
biridir. Bunu yazma eylemi için düşündüğümüzde değişen bir şey olmayacaktır.
Yazmak ciddi bir disiplin gerektirir. Okumak
ve okuduklarımız üzerinde düşünmek, düşünerek yazmak ve dönüp yazdıklarımız
üzerinde düşünmek ise kişiliğimizi geliştiren işleve sahip edimlerdir.
Tiyatroculara imrendiğim olmuştur, kelimeler, cümleler hatta sesler üzerinde
yoğunlaşmaları sebebiyle. Aynı şey yazmak için de geçerlidir. Yazarken o
yoğunlaşmayı gerçekleştirdiğimizde dikkate değer ürünler ortaya çıkacaktır.
Yazarken klişelerden, genel geçer ifadelerden, sıradanlıktan kendimizi
alıkoyarak özgün ifadeler, cümleler ve metinlere ulaşabiliriz. Diğer yandan
yazarken konuşmanın imkânlarını da kullanmalıyız, mesela kısa ve özlü cümleler
bu imkânlardan biridir.
Yazmanın, okumanın arkasından, okumanın beraberinde götürüldüğünde
verimli olacağını da unutmamak gerek. O halde “okumak”, üzerinde kafa yormamız
gereken bir eylem. Nasıl okumalı, neler okumalı? “Neler okumalı?” sorusu öncelikli.
Okuma hususunda ilk göze çarpan şey seçicilik. Okurken seçici olmalıyız.
Önümüze konan her yemeği yiyemeyeceğimiz gibi karşımıza çıkan her kitabı da
okuyamayız. Seçici olmaya çalışırken ilk dikkat edeceğimiz husus edebi değere
sahip kitaplara yönelmek olmalı. Elbette aynı zamanda kitabın içeriği ve konuyu
ele alış biçimiyle ruhumuzu zedelememesi göz önünde bulundurulması gereken
hususlardan.
Türkçenin güzelliğini, dilimizin inceliklerini bize sunacak kitaplardan
söz ederken aklıma hemen Tarık Buğra geliyor. Bütün romanları ve hikâyeleriyle
okunabilecek bir yazar diye düşünürüm Tarık Buğra’yı. Öğretici türlerde
yazdıklarıyla da… Bütün yazarlar dikkate alındığında ise kitapları seçerek
okumak bizi kazançlı çıkaracaktır. Yani kimi yazarların bütün kitaplarını
kimininkini de seçerek okumak… Mesela Ömer Seyfettin, Sait Faik vazgeçilmeyecek
yazarlar. Bu yazarları okurken seçici olma yolunu tutabiliriz. Okumak bizi hep ileriye götürdükçe anlamlı
olacaktır. Yerimizde saymakla sonuçlanacak okumalar kayıptır. Yapmamız gereken bizi
dilimiz Türkçenin zenginlikleri ve diğer imkânlarıyla buluşturacak kitapları
arayıp bulmaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder